Yazarlar

Başbakan çok korkuyor

post-img
AKP taraftarları yanlış anlamasın, incinmesinler; idamı elbette yanlış ve üzücüydü o yüzden sözünü edeceğim konu darbeyle iktidardan indirilmesi değil, son dönemlerinde içine düştüğü paranoya haliydi Adnan Menderes’in. Korkunun, kaygının boyu dağları aşınca insan ne yapacağını bilemiyor, böyle oluyor demek ki! Son zamanlarında Adnan Menderes’in yalakaları da Başbakan’ı Ege bölgesindeki bazı vilayetlere götürüp konuşturarak moral depolamasını sağlamaya çalışırlardı, geçen gün Trabzon’da, tüm Karadeniz bölgesinden toplanıp getirilmiş kalabalığa hitap eden Recep Tayyip Erdoğan gibi! Kenarda “Kefenimizi giydik de geldik” yazılı dövizler taşıyan üzerlerine yatak çarşafı sarılı gençler bekletiliyor güya ebedi sadakatin bir ifadesi olarak. Oysa bilinmelidir ki gemi su almaya başlayınca kendini dışarı atan çok olur! Bu gün Emniyet birimlerine gazetecilerin girmesi nasıl yasaklandıysa o tarihlerde de iki insan yan yana yürüyemezdi İstanbul’un caddelerinde çünkü, her an “halkı ayaklanmaya teşvik edecekleri” gerekçesiyle karakola alınabilirlerdi. Çok korkuyor Başbakan Erdoğan… Tüm hezeyanı bu yüzden. Gece mezarlığın yanından yüksek sesle şarkı söyleyerek geçen adam gibi adeta. Hata üstüne hata yapmayı sürdürüyor. Amerika Büyükelçisi’ni yani, direkt olarak Amerika’yı tehdit etmesi bunun son örneklerinden biri mesela. Bu gün istifa edip erken genel seçime gitse yeniden gelebileceğine kendi de inanamıyor. Yok, normal seçim zamanını beklese, yaptığı hatalar O’nu zaten mum gibi eritip gidecek. Şöyle demişti Genel Başkanı olarak girdiği AKP’nin seçimi kazanmasından hemen sonra yaptığı ilk konuşmada, 4 Kasım 2002 günü Recep Tayyip Erdoğan: “Anayasa’yı, Siyasi Partiler Yasası’nı ve Seçim Yasasını değiştirip, demokratikleştireceğiz.” En son Turgut Özal’ın yüzde 35 oyla, Meclisin yüzde 75’ini ele geçirmek amacıyla elleyip düzenlediği Seçim Yasası öylece duruyor hala. Siyasi Partiler Kanunu deseniz öyle. Anayasa değişikliğiniyse daha demokratik bir ülke düşlediğinden değil, oradaki “laik” yapıyı yok etmek ve kendisini Başkan seçtirmek için istedi Erdoğan. Arzusu gerçekten “demokrasi” olsaydı eğer, toplumu ikiye bölmek yerine bütünleştirseydi, Kasımpaşa kabadayısı edasıyla önüne geleni haşlamak yerine dinleseydi, sevdirebilseydi kendini, işte böyle arkasına “cemaatler” yerine gerçekten halkı alabilseydi korkmasına hiç gerek kalmayacaktı aslında. Ama korkuyor başbakan. Üstelik de çok korkuyor. Tüm bağırıp çağırmaları bu yüzden.   ……………….   Geçen gün “Doğu Perinçek’e özgürlük” başlığı altında Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde yapılan “Milli Güç Birliği” toplantısından söz etmiş, bu toplantının sonunda yapılan açıklamada Orhangazi İlçe Başkanı Feyzullah Türe’nin söylediği sözlere istinaden İşçi Partililerin bu ilçede CHP adayını destekleyeceği sonucuna vardığımızı duyurmuştuk. Şöyle demişti Türe yaptığı açıklamada: “Ahrar Fırkası ,AKP ile devam ediyor. Halk Fırkası bin bir parçaya bölünmemeli. Ahrarcılar tarafından elimizden alınanları, geri alacağız. Altıok etrafında Atatürk’te birleşeceğiz. Biz Altı okun işaret ettiği yoldan yürümeye devam ediyoruz. Bu okları kimseye kırdırmayız.”   .Efendim meğerse burada sözü edilen “altıok” bu günkü CHP’yi değil, 9 Eylül 1923’te Atatürk’ün kurduğu CHP’yi işaret ediyormuş! Uzatmayalım, İşçi Partisi’nin henüz 24 yaşındaki genç Bursa İl Başkanı Hakan Sertan aradı; maille de gönderdiği düzeltmeyi aynen sizlerle de paylaşıyorum:   “Öncelikle Partimiz ve Genel başkanımızla ilgili olumlu fikirlerinizi köşenizde  yazmış olmanız  bizleri mutlu etmiştir. Her geçen gün yeni bir krizle uyandığımız şu günlerde gerçekleri ifade etme cesaretini maalesef çok az gazetecide görebilmekteyiz. Siz de bu az sayıda gazetecinin arasındasınız. Yazınızda Orhangazi`de düzenlenen Milli Güç Birliği toplantısında CHP`yi destekleme kararı çıktığını belirtmişsiniz. Bu toplantıda güç birliği üzerinde durulmuş olmakla birlikte en güçlü Atatürk devrimcisi adayın etrafında bir güç birliği yaratma iradesi çıkmıştır. Fakat CHP`yi destekleme gibi sonuç söz konusu değildir. Yine bir başka nokta olarak Partimizin aday çıkarmadığı yerlerde CHP`yi destekleyeceğini bir fedakarlık örneği olarak ifade etmişsiniz. Evet İşçi Partisi fedakarlığı, ülkesine hizmet etme anlayışı olarak gören  biricik partidir. Fakat aday çıkarmadığımız yerlerde CHP`yi desteklememiz gibi bir durum söz konusu değildir. İşçi Partisi olarak koşulsuz bir desteği herhangi bir siyasi partiye vermemiz mümkün değildir. Güçbirliği`nin sağlanması koşullarında ''Atatürk`te Birleşme'' iradesi gösteren herkesle birlikte hareket etmeyi bir vatan görevi olarak görüyoruz. Güç birliği için çalışmaya devam etmekle birlikte İşçi Partisi olarak Türkiye`nin her yerinde en güçlü adaylarımızla seçime hazırlanıyoruz. Bu anlamda seçimlerin en güçlü partilerinden biriyiz. Yukarıdaki düzeltmeyi de köşenizde yayınlarsanız bizleri mutlu etmiş olursunuz. İyi çalışmalar. Sevgilerimle Hakan Sertan İşçi Partisi Bursa İl Başkanı “

Diğer Haberler