Yazarlar

Kutup Ayısı Siyaseti Getiren Adam

post-img
Ülkeye “kutup ayısı siyaseti getiren adam” Kütahya’da yine önüne konan prompter’dan okuyarak konuşmuş:   “Muhteşem Yüzyıl Dizisi’yle ilgili olarak yargıyı göreve davet ediyorum!”   Ne ediyormuş?   “Yargıyı göreve davet.”   Yani savcılar harekete geçecek, dizi hakkında soruşturma başlayacak, bundan böyle ya kendisinin uygun göreceği senaryoya göre çekilecek ya da yayın tümden durdurulacakmış.   Tayyip Erdoğan’ın uygun göreceği bir dizi senaryosunun halini düşünebiliyor musunuz?   Hadi onu geçin, “bu kafanın” ülkeyi götürmeye çalıştığı noktayı görebiliyor musunuz?   Neymiş efendim?   Süleyman padişahlık yaptığı sürede 30 yıl boyunca at sırtından inmemişmiş.   Öyle harem-marem olayları tarihi saptırmakla aynı anlamı taşıyormuş.   İyi de Süleyman onca çocuğu “tüp bebek” yöntemiyle mi yaptı ey Tayyip Erdoğan?   Yoksa Deli İbrahim de deli mi değildi?   Şimdi sırada Kanuni’nin öz oğlu Mustafa’yı boğdurtma sahnesi var.   Yoksa Mustafa’yı, Beşar Esad’ın büyük dedesi Kel Mahmut mu boğdurdu ey Tayyip Erdoğan?   Ah işte!   Bu kafa o kafa!   Ben onu bildim, onu derim:   Dinciden ne gazeteci olur ne politikacı.   Tarih boyunca insanlığa olmadık acıları yaşatanlar, birbirlerine kırdırıp telef edenler “o kafanın” yansımaları değil mi sanki?   Ne zamanki tapınaktan, kiliseden, havradan, camiden çıkıp siyasette etkin olmaya kalkışsalar insanlığa hep felaket getirmiştir o kafalar.   Engizisyonlar mı kurmamışlar, cadı avları mı başlatmamışlar, haçlı seferlerine mi yürümemişler, gerçekte cukkayı doğrultmak amacıyla çıktıkları “cihad” seferlerinde milyonlarca insanı kılıçtan mı geçirmemişler?   Daha geçen hafta komşumuzun doğum vakti çoktan gelip de geçen kızı, Çekirge Devlet Hastanesi’nde hem bebeğini hem de kendi canını kaybetmek üzereyken zor kurtarıldı.   Sebep?   Tayyip Erdoğan’ın “sezaryenle” ilgili söyledikleri!   Doktorlar korkularından sezaryenin adını bile ağızlarına almaktan çekinir olmuşlar.   O kızcağıza bir şey olsaydı, doktorun karşılaşabileceği tepkiyi düşünebiliyor musunuz?   Oramıza karışırlar, buramıza karışırlar…   Dizimize karışırlar, kaç çocuk yapacağımıza kadar hayatımızın her alanına girmek isterler.   Sadece o mu?   “O kafa” her şeyi kutsallaştırmaya, söylemlerinin tam tersi bir şekilde ilahlaştırmaya son derece meyilli bir kafadır.   Hepsinin bir piri, şeyhi, şıhı vardır bunların.   Onlar yetmez, Süleyman’ı ilahlaştırmaya çalışırlar.   Neymiş efendim?   Süleyman 30 yıl at sırtında koşmuşmuş, haremde mi oturmuşmuş?   Yargı göreveymiş!   Asıl sen, Türkiye’nin istikbali üzerine oynadığın kendi dizine bak ey Tayyip Erdoğan?!.   Bu ülkede daha önce hiçbir siyasetçi “çölde kutup ayısı gibi çirkin bir jargonu” ağzına almamıştı geçmişte!   Gelişmiş bir ülkede söylense bu laflar, hakim çoluğa çocuğa kötü örnek olmaktan dolayı ağza acı biber sürme cezası verir; o da yetmez altı ay bir sınıfta tahta silmeye mahkum ederdi.   Şimdi de Süleyman’ın haremiyle, şalvarıyla ilgileneceğine, siyasette düşürdüğün seviyeyi düşün ey Tayyip Erdoğan.    

Diğer Haberler