Yazarlar

Batı Uygarlığının İnşası Doğu Kökenlidir (2)

post-img
Batıyı bina eden bir Doğudan söz etmek gerçekçi bir tanımlama olur. Özellikle Phocea’dan (Foça) Nil deltası ve İndus’a uzanan derinlikteki bir Doğu’dan söz ediyoruz. İlk yazımızda sözünü ettiğimiz o Keltlerin bakiyesinin Ahdi Atikte adı geçen İyonlar’ın arasına karışırken ortaya çıkardığı o ‘’atomist’’ Anadolu’lu filozof kuşağına ki o İyonlar’a Peleponez’de karşılaşan İranlı ‘Yauna’ diyor, yaşadıkları yere de ‘Yaunistan’ adını veriyordu, buna Hititler’in baskın etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Özgün Mezepotamya metinlerini kendi dillerine çevirmişlerdi. Boğazköy metinlerinde Sümer, Akad, Proto-Hitit, Luvi, Palait, Hurri, İndo İran’dan tercümeler yoluyla elde edilen bir senteze sahip Hititler… Yunanlı çokça hazıra konmuştu. Elbette yeni bir sentezi ortaya çıkarırken ortaya koydukları dehayı da göz ardı edemeyiz. Ne var ki, Yunan’ın Batı uygarlığının başlangıcı olduğu savı artık Doğu’nun sahip olduğu ve ‘eski’ denilen malzemenin baskın etkisi ortaya çıktıkça kaçınılmaz olarak tartışılmaya başlanacaktır. MÖ. II. Bin başları ile XV. Yy Amarna zamanına kadar Küçük Asya’dan harekete geçen müthiş bir istilacı topluluk Hurri ve Kassileri de beraberlerinde sürükleyerek bütün Kanaan’ı (Kenan ülkesi) yani Suriye sonradan Filistin diye anılacak yerleri vurmuştu. Anadolu halklarından oluşan bu istilacı topluluk Suriye’den Amorrileri, Kanaanları ve Arami kabileleri de beraberlerinde sürüklediler; Aşağı Kalde’de Ur kentini terk edip Harran’da bir süre eğlendikten sonra Kenaan’a yerleşen Hz. İbrahim’in hikayesinde adı geçen şu Arami kabileleri. Aynı İbrahim’i tüccar Abraham olarak, ilk Sümer imparatorluk devleti Ebla’nın Anadolu’nun Güneyinden kopup gelen Batı Samiler (MÖ.2.700) kralı Sargon tarafından yıkılışında görürüz. Ebla’dan Uruk’a oradan da Mısır’a olan yolculuğunda. (Kaçışında) Ahdi Atik-Cedit ve Müslümanlar tarafından paylaşılamayan Hz. İbrahim’den söz ediyoruz. (Ebla City, Giovanni Pettinato 1975 NY.) İbrahim’i işaret ettikten sonra kendi haline bırakıp, konumuza devam edelim. İlk yazımızda Ahdi Atik nasıl meydana gelmeye başlamıştı, onu görmüştük. Şimdi de monoteist dinlerin oluşumunun alt yapısı nasıl oldu onu görelim. Çünkü uygarlık, ana tanrıçalar tapınak kültünün üstüne inşa edilen soyut tek tanrı/iblis düalzminin çatışmacı anlayışı üzerine inşa edilmiştir. İran’da MÖ. IX yy. dolaylarında başlayan Ahura Mazda tek tanrılı din anlayışı ile MÖ. 633 lerde Zerdüşt’ün 10 yıllık mağara inzivası, Ahrimanların (iblislerin) yer altına hapsettikleri başına da nöbetçi diye Turanileri (Türkleri) diktikleri Işık tanrıçasının kurtuluşunu sağlasa da bu tam bir kurtuluş olamamış ve günün yarısı gece ve diğer yarısı da gündüz olmuştur. Burada bir not düşmek isterim; Mazdek dini yanında, Ahdi Atikte de Turani’lerin (gog-magog adı altında) gökteki yıldızlardan daha fazla olarak kuzeyden gelip her şeyi yok edeceklerini, Kur’an da da Kef suresinde Yecüc ve Mecüc olarak (Buhari’deki bir hadise göre de bunlar Turanilerdir) Zülkarneyn’in (Büyük İskender) erimiş demir ve bakır dökerek iki dağ arasındaki geçitlerini kapattığını ve insanları onların kötülüğünden böylece kurtarmış olduğunu görürüz. Böylece Zerdüşt bu insanların geleceğe olan güvenlerini dile getirmiş oluyordu. Tıpkı Ari Işık tanrısını kutsayan mecusi rahiplerin yamaçlarda yaktıkları ateşlerden yükselen alevler gibi yükselen yeni bir düşünce gibi; artık dini ritüel, rahibin dağıttığı kutsal su ve ekmek oluyordu. Kötülüğe karşı mücadelede iyiliğin kazanabilmesi için gerekli dayanma gücünü simgelerken kurtuluşu haber verecek mesihe ve yeniden doğuş demek olan mahşer gününe işaret ediyordu. Bu iman etrafında insanlar büyük bir ümit kazanıyorlardı. Böylece ari Medler Asur boyunduruğundan kurtularak Armaniyye, Kappodakia, Lydia ülkesinin doğusunu işgal edip Mezapotamya ve Anadolu kültürlerini tek bir birlik haline getirdiler. Etnik bakımdan farklı halkların (Sümer, Babilonya, Asur, Mısır’lılar, Hitit, Hurriler, Kanaanlılar) Doğu uygarlığının sentezi olarak Perslerce tamamlanmış oluyordu. Artık yeryüzünde iki karşıt (hasım) gücün mücadelesine tanıklık edilen düalist dogmatiğin sistemleştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Hayat ve varlık anlayışı daha bir anlaşılır hale gelmiştir çünkü; iyiliğe karşı kötülük: Ahuri Mazda ile Ahriman! İşte bu düşüncelerin oluşması elbette monoteizmin ortaya çıkmasındaki ana etkendir. Artık kabul edilmiş tek tanrının karşısına antitezi olarak İblis dikiliyordu. Ahdi Cedit işte böyle ortaya çıktı. Ve Batı uygarlığı kendini tamamlamış oldu. Farklı sokak ve caddelerden gelen etkilerle kendini geliştirmesi ise ayrı bir yazı konusudur. İbrahim’in namazı ve inançlar sistemi de geliştirilerek İslamiyet’e aktarılmışır.

Diğer Haberler