Yazarlar

'Parti edebiyatı' yaptım ama

post-img
“Parti edebiyatı” yaptım ama niyetimden Parti’nin haberi yokt. “Kayıp Devrimin Öncesinde” Yazılama yayınevinden kitap olarak çıktı bu kez. Daha önce soL günlük gazetede tefrikası yapılmıştı. “Parti” bana bir roman ısmarlasa ve güncel siyasal mücadeleyi anlatan, örgütlülüğü ve “Parti”yi öne çıkaran bir yapıt istese, ne yazardım. İşte bunu yazdım, fakat niyetimden onların haberi yoktu. Benim için onur verici, heyecanlı, coşkulu bir deneyimdi. Partili olmayan birinin durumdan vazife çıkararak parti edebiyatı yapması… En azından hoştu. “Sosyalist edebiyat” nedir, nasıldır? Uygulamalı olarak onu yaratmaya, göstermeye çalıştım. Bir deney olarak yazdım, fakat yazdıklarımda dürüstlükten, nesnellikten, içtenlikten saptığımı sanmıyorum. Övgü anlamında ne yazdıysam içtendir, fakat sadece düşündüğüm her şeyi açık etmedim. Bazı şeyleriyse yalnızca ima ettim. Yine de açık, net: Yanlı, siyasi bir roman, neredeyse propaganda romanı. Saklamaya gerek yok, amaç da buydu. Bu onun edebi değerini azalttı mı? Azaltmadığını, yükselttiğini düşünüyorum. Tartışmak isteyen çıksın ortaya! Eser meydanda. Nesi eksik nesi fazla, insanlar karar verecek. Arka kapağında şöyle yazıyor: “ Dünya’da olası ‘büyük sıçrama’nın izlerini arayan ‘kozmik bilinç’ sonunda Hatay’a, Suriye savaşına yönelir. Ardından ‘Her yer Taksim her yer Direniş’in ortasında bulur kendini. Süreçlerin içinden, yaşayarak, günü gününe yazılıp günü gününe soL gazetesinde yayımlanmış bir roman Kayıp Devrimin Öncesinde. İnsanlığın hali, siyasi çözümlemeler, mizah, kehanetler, olay ve karakter anlatımları, gericiler, devrimciler, partiler, medya ünlüleri birlikte… Biz ne düşünüp hissettiğimizi biliriz, peki karşımızdakinin bir şeyleri nasıl gördüğünü tam olarak kavrayabilir miyiz? Örneğin önemli siyasi hasımlarımızın… ‘Kozmik bilinç’ bunu yapıyor.” Romanın gazetece tanınma ve kabul aşaması için ilk yirmiden fazla bölümleri güncel ama daha genel süreçleri ele almıştı. Birer makale havasındaydı ilk kısımlar. Sonra güncelin, bugünkü ve gerçek kişilerin, olayların içine daldı, sıcağı sıcağına yazıldı. Buna benzer bir deneyim dünyada yaşandı mı edebiyatta, şu ana dek ben duymadım, ama siyasi tefrika roman bizde yazılmadı. Bir yazar olarak çok ilginç deneyim yaşadım, fakat bunu okura hissettirebildim mi, değerlendiremiyorum. Kitapta fotoğraflar da var örneğin. Romanda anlatılanların ve hatta yazarın içinde yer aldığı bir olayın fotoğrafları. Tefrika, yazar için heyecan verici bir şey, fakat dedim ya okur için bu ne kadar böyle, değerlendiremedim. Pek az geri bildirim ulaştı düzenli okuyanlardan. Bazıları parça parça ve atlayarak okuduklarını söylediler. Bazılarıysa, “nasılsa kitabı çıkar, o zaman okuruz” dediler. Büyük bölüm okur sanırım ikinci ve üçüncü seçenekteki tavrı gösterdi. Öyle olunca tefrikanın da bir anlamı kalmıyor elbet, bu işte bir “ilk” denemenin” de. O da bir deney! Sağlık olsun… İşte kitap çıktı ve dileyen okuyacak, değerlendirecek. Böyle bir şey yapmanın kamuya ne faydası var, önemli olan bunu saptayabilmek. Edebiyatın siyasal ve felsefi mücadeleye katkısı ne, onlar tekrar görülecek. “İnsan Bu” sayfalarında da romanı söz verdiğimiz gibi parça parça yayımlamaya başlamıştık. Oradaki giriş sayılarından bir bölüm okuyucunun romana ilgi gösterdiğini anlayabiliyoruz. Fakat, inanır mısınız, internet okurlarımdan tek bir geri bildirim almadım şimdiye dek. Bu, internet kitapçılığının geleceğiyle ilgili tuhaf bir nokta. Oradaki yayını sürdürüp sürdürmemede kararsızım o yüzden. Belki çok sonra… Romanın gazetede yayımlanmasında ve kitap haline gelmesinde emeği geçen, karar alıp bildiren herkese teşekkürler. Kitabın başında yazılmadı, ama onu Haziran Direnişi’nde kaybettiklerimize ve eylemlere katılan, destek veren, yaralanan, organ yitiren tüm “Gazi”lere ithaf ediyorum.  

Diğer Haberler