Yazarlar

Dünya Çocuk Hakları Günü

post-img
Ben herkesi ne zaman seviyorum biliyor musun? "O da bir zamanlar küçücük bir çocuktu" gözüyle baktığımda.. Kalan masum bakışlarında.   Dün biz de çocuktuk hatırlıyor musun? Dün gibi değil miydi gerçekten? Sonra çoğaldık ve çocukluğumuzun çocukları var artık.   Peki çocukken, aslında ne istediğimizi; neye ihtiyacımız, neye hakkımız olduğunu yaşayarak anlamadık mı? Neden o zaman dünyamız ve çocuklar acı içinde? ....   Günlerden her gün, hızlıca geçtiğimiz yollarda, belki de bizi durduran tek şey kırmızı ışık oluyor. Sarıydı, yeşildi beklerken; aracın yanında, sanki ellerini açıp dilenmek için değil de, sessiz çığlığına çare ararmış gibi duran çocuklar beliriyor. Para verilmesinden ya da kafaların utançla, umarsızlıkla başka bi yana çevrilmesinden nasıl da nefret ettiğimi hatırlıyorum o an. Çare mi? Pek sanmıyorum ama geçici, küçük bir çözümle ya da belki ufak bir dokunuş olur diyerek yaş grubuna göre hazırladığım kitap, defter, kalemler, bazen oyuncak... Onlara hediye ediyorum. Şaşkınlıkları ve o anki sevimlilikleri bir yana, mutluluğu bu kadar çabuk yakalayıp, minnettar kalan gözlerine dayanamıyorum. Kimi "ablacım nüfus kağıdım yok, ben okula gidemiyorum ki" diyor; kimisi çoktan yalana alıştırılmış hikayeler anlatıyor. Kimi sanki hepimizden bilge, kimi "ama bana para lazım" duruşundan vazgeçmiyor.   Kocaman kalpli küçücük çocuklar ile her gün yollarımız kesişiyor. Ekranda, sokakta, haberde, internette.. Hırpalanıyorlar, zorla evlendiriliyorlar, kullanılıyorlar. Üşüyorlar, açlar, çaresizce ölüp kıyıya vuruyorlar. İnsanlar, vicdanlarının sesinin bir yere kadar yetebileceğini bilirken, haklı bir isyanın gerçeğe dönüşmesi ise her şeyi yeniden ve kalıcı inşa eder, biliyorlar:    "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır" maddesinin uygulanması ve geliştirilmesi. Burada dikkat çekmek istediğim kelime aslında "Devlet" ve koruyucu davranışın dışında "yaşama", "ayrımcılığa uğramama", "ifade", "kendi düşüncesini geliştirme ve istediği dini seçme" gibi haklarının da olduğunu unutmamak.   Onları korumak, onlara aşağılayıcı ve cezalandırıcı her türlü davranıştan kaçınmak, çocuklarımızın beden ve ruh sağlığını hiçe sayan hiçbir yaklaşıma izin vermemek.. Onları önemsemek.. Sevmek, çok sevmek--ki geleceğe karanlığı değil, aydınlığı bırakmak.   Dünya bugünü "Çocuk Hakları Günü" ilan etmiş. Farkındalığımızı artırmak için bir güne ihtiyacı olmayacak kadar akıllı olan dünya... Hakları, hayatları ezilen insanlara gün tahsis etmekten öteye gidebildiğimiz bir hayatı, bu nesil görür mü bilemiyorum. Örneğin, yapabildiklerimize fitre-zekat-falanca fonu demenin ötesinde, mutlak duyarlılıkla hareket ettiğimiz o yaşamı, sadece hayallerde yaşamaya devam mı edeceğiz?   Kişisel çabaları kurumsal düzene koyduğumuz, devletin “sosyal devlet olmanın gereğini” yaparak vatandaşlarını kişiye muhtaç hale düşürmediği bir dünya ve de.. Hani amacımızın "hayır"sız "yardım"sız bir dayanışma olduğu şu dünya. Umuyoruz, bekliyoruz.

Diğer Haberler